Dost (muş)!
DOST (MUŞ)!
Sık sık duyarsınız haber bültenlerinde dost ve müttefik devlet şöyle yaptı böyle dedi diye acaba gerçekten dost mudur şöyle bir hafızamızı yoklayarak bu sorunun cevabını birlikte aramaya çalışalım. Kuşak olarak şöyle 74’lü yıllara doğru gidelim. O dönemde Kıbrıs Türkleri Yunan çetelerinin yoğun saldırıları altında her gün yüzlercesi şehit edilmekte; kadın, çocuk demeden hunharca katledilmekteydi. Bu tabloyu gören Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kıbrıs’a bir Barış Harekâtı yapmak ve oradaki masum ve silahsız vatandaşlarını kurtarmak zorunda kalıyor ama gelin görün ki bu anlattığım kadarıyla da basit değil. Dost ve müttefik(!) ABD ise siz niçin Türkleri kurtarıyorsunuz neden onlara destek oluyorsunuz dercesine al sana ambargo… Ambargo bize daha önce satmış oldukları uçakların tankların diğer silahların satışını durdurmak, önceden satılmış olanlarında yedek parçalarını Türkiye’ye vermemek, buğday vermemek, gıda maddelerini vermemek üzerine kurulu bir kısıtlama.
Diğer örneklerimiz ise günümüzden olsun. Sevgili okurlarımız son zamanlarda devletimizin -şer odaklarınca beklenmeyen- yüksek performansı sayesinde silah sanayinde büyük atılımlar yaptık. Ekonomide de elbette istenen yerde olmasak da büyük bir ivme kazandık. İşte ya bütün sıkıntı da burada, yukarıda bahsettiğimiz bu dost ve müttefik devletlerimiz bundan çok hoşnut olmuş ve sevinmiş olacaklar ki birbiri ardınca hepsi gerçek dostluğunu(!) gösterdiler. Öncelikle Türkiye’nin Kuzey Irak’a ve Suriye’ye yönelik sınırlarımızı koruma amaçlı yapmış olduğu operasyonlara dair Almanya dişini göstermeye çalıştı. Dedi ki; bizim verdiğimiz tankları sınır ötesi terörle mücadelede kullanıyorsunuz, biz bundan rahatsız oluyoruz ve bu nedenle tankların yenilenme işlemini askıya alıyoruz, tank motorlarını Türkiye’ye vermeyi durduruyoruz. Hani dostluğunuz, müttefikliğiniz nerede kaldı! Eğer öyleyse bu verdiğiniz tankları patates tarlasında mı kullanacaktık ya da bu tanklarla Konya ovasını sürüp buğday mı ekecektik!
Yine dost ve müttefikimiz ABD Kuzey Irak’ta ve Suriye’de Türkiye devletinin önüne her sefer bir başka yüzle çıktı. Bir baktık PKK’lı olmuşlar, bir baktık YPG’li olmuşlar, bir baktık başka bir kılığa bürünmüşler ama her seferinde makyaj ve maske değişse de oyuncu aynı. Maalesef orada yaptığımız operasyonlar ABD’nin zoruna gitmiş olmalı ki siz ne için ülkenizi savunma adına Amerika gibi bir ağır abi(!) dururken Rusya’dan savunma sistemleri satın alıyorsunuz diyerek bizi, yani Türkiye Cumhuriyeti’ni bir çırpıda F-16’ların revizyonu projesinden ve yedek parça üretim ortaklığından deport ettiler. Hani müttefiktik, hani NATO’da birimize yapılan saldırı hepimize yapılmış kabul edilecekti. Bu muydu dostluğunuz?
En son, kalleş Ermenilerin 27 yıldır işgal altında tuttukları Dağlık Karabağ bölgesi vardı. Burayı işgal etmekle kalmayan Ermenistan, Azerbaycan’a Ekim 2020’de tekrar saldırıda bulundu. Her zaman ifadesinden mutlu olduğumuz dostluk sloganımız vardı ya “Bir Millet İki Devlet”. Türkiye Cumhuriyeti Azerbaycan’a yapılan bu saldırıyı ve bu kalleşliği görmezden gelmedi, yönünü öte dönmedi, eveleyip gevelemeden askerimizle, silahımızla, devletimizle, milletimizle her şeyimizle Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanındayız diyerek çok güçlü bir mesaj verdi ve Türkiye’nin son yıllarda yapmış olduğu silahlar Azerbaycan’da gerçekten tarih yazdı ve bu verdiğimiz desteklerle beraber Ermenistan ordusu adeta perişan edildi. Ermenistan başbakanı eğer bu anlaşmayı imzalamasaydık tamamen yok olacaktık diye muhaliflerine karşı kendisini savunurken durumun ne kadar feci olduğunu ifade etmişti. O da ne, Azerbaycan’a saldırılıyor, Azerbaycan kendisini savunuyor, Türkiye’de ona yardım ediyor. Bir diğer dostumuz(!) ‘Siz neden Azerbaycan’a yardım ediyorsunuz da saldırgan Ermenileri mağdur ediyorsunuz’ dercesine neredeyse bütün Avrupa ülkeleri Türkiye’ye karşı cephe aldı. Bir dost, dostuna bunu yapar mı? Bilakis dost dediğin dar günde zor günde dostunun yanında olandır. Bize bu zor zamanımızda PKK/YPG ile terörün her türlüsüyle savaştığımız bugün de desteğiniz olmayacak da ne zaman olacak! Azerbaycan’a saldıran Ermenileri püskürtürken bırakın destek vermeyi bize köstek olacaksanız neyin dostluğudur bu!
Heyy dostlarımız, müttefiklerimiz siz çatlasanız da patlasanız da Türkiye Cumhuriyeti artık olması gereken yere doğru hızlı adımlarla koşuyor elhamdülillah. Siz Libya’yı elinizden kaçırdığınız için Türkiye’ye dostluğunuzu rafa kaldırabilirsiniz, siz Doğu Akdeniz’de ve Karadeniz’de hür ve cesurca petrol aradığı için Türkiye’yi hedef tahtasına oturtabilirsiniz, siz bütün bu cesur adımların atılmasının yegâne sebebi olan cumhurbaşkanımızı hedef tahtasına koyabilirsiniz ama unutmayın bu kalleşliği her zaman yaptığınızı tarih yazıyor biz de biliyoruz. Sizin demokrasiniz de sizin insan haklarınız da sizin müttefikliğiniz de sadece kendi menfaatleriniz söz konusu olunca gündeme geliyor. Unutmayın, bu dünya 5’ten büyüktür. Mazlum milletler bir gün kalkıp siz ve sizin ağa babalarınızdan mutlaka hesap soracaklar, haklarını alacaklardır. Türkiye Cumhuriyeti de hiç şüpheniz olmasın ki bunun önderi ve öncüsü olacaktır. Kalın sağlıcakla…
Ağzına sağlık kalemine kuvvet inşallah yeni nesil ile birlikte yazının sonunda belirttiğiniz gibi müslüman Türk halkı Bu davanın öncüsü ve önderi olacaktır. sizlere inanıyor ve güveniyoruz